17 Eylül 2009 Perşembe

dexter

2 yorum



DEXTER


Bugüne kadar çok az diziyi en başından sonuna kadar takip edebildim. Ya bir yerden sonra konu çok ilgimi çekmedi sıkıldım ya zamanını ve gününü aklımda tutmadığım için kaçırıp bıraktım. Zaten dizi benim mantığıma ters. Bir sonraki haftayı beklemek ya da tüm programımı ona göre ayarlamak hep çok zor gelmiştir. Bu yüzden de film izlemek hep daha cazip olmuştur benim için.
Bu arada oldum olası çok popüler olan herşeye de direk önyargılı yaklaşma huyum var. Bilip bilmeden anında eleştiriveririm, vıtvıt yaparım :) Neyse geçen sene ben bu dediklerimin hepsini bir güzel yaladım. Çevremin yoğun baskısına dayanamayıp - bir ara nerdeyse başka hiçbirşey konuşulmuyordu - üzerine bir araba laf ettiğim Lost'a başladım. Başlamaz olaydım. Çok fena oldum. Çünkü bekleyemeyip meraktan bütün sezonları arka arkaya izledim. Ne fena birşeymiş. Allahtan Tvden takip edip bir daha ki bölümü beklemedim, benim bütün haftam yalan olurmuş. İzlemeden önce dalga geçiyordum bide ertesi gün hemen indirenlerle. Yeni sezonla birlikte ben daha fena olurum herhalde. Dayanacağımı bilsem sezon sonuna kadar bekleyip toptan izleyeceğim ama hiç sanmıyorum bende ki bu sıfır iradeyle yatar o iş.


Neyse aslında ben size Dexter'ı anlatmak istiyorum.
Daha önce söyledim ama hatırlatma yapmak gerekirse ben aşırı tırsak biriyim.
Ve bunun tek kaynağı ise gene benim.
Herşeyden kendimi korkutup bundan da tuhaf bir zevk alırım.
Buna rağmen cinayet, seri katil ve vampirler ile ilgili olan herşey de ilgimi çeker.
Elimden geldiğince de takip etmeye çalışırım.
Hatta saçma çıkarsa ya da olayı hemen çözersem de içimden uzunca bir süre sayarım :)
İyi çıkarsa da bıktırana kadar anlatırım herkese.
Hatta bir vampir gelip ısırcak olsa 1 dk düşünmem diye iddialı açıklamalarda bulunurum falan filan. Daha fazla saçma örneklemelere gerek yok sanırım.

İşte Dexter, gene bir tavsiye üzerine hayatıma girdi ve ben yine önyargılıydım.
Bir sürü şey atıp tuttum gene. Adam gibi olmamıştır dedim en başından.
Ve ne oldu dersiniz gene tükürdüğümü yaladım.

Şimdi her gece 2 bölüm izliyorum ve yine hemen biticek diye korkuyorum.
Ya Dexter'ın hem Miami polis dep. çalışan adli kan analiz uzmanı hem de seri katil olmasından dolayı çok ilgimi çekti ya da olan biten herşeyin bazı nedenlerden dolayı çok fazla normal gelip ona hak vermemden.
Bir sürü neden sayılabilir bence.
Hem öldürüyor hem de öldürmeyi çok iyi bildiği için diğer cinayetleri çok iyi çözebiliyor.
Kesinlikle Dexter'ın tarafında oluyor insan.
Konuyu anlatmak istemiyorum belki izlemek isteyenler olabilir.
Yok ben izlemem ama gene de ne anlatıyor bu diyenler aşağıdaki linklerden fikir alabilirler.




http://tr.wikipedia.org/wiki/Dexter_%28dizi%29

http://tr.wikipedia.org/wiki/Dexter_Morgan

http://sozluk.sourtimes.org/?t=Dexter




Ben izlemem ama kitabı olsa okurum diyenler de içinde çözümümüz var, aşağıda resmi mevcut.
Ben şahsen kitabı önceden okudum ama buna rağmen inanın bunu dizinin 3. bölümünde ancak anladım o da adından çağrışım yaptı.
Ya ben unutkanım ya dizi çok daha iyi. (içinizden başka birşeyler daha geçirdiğiniz duyar gibiyim.)
hepsi muhtemel :)



Bu arada jenerik ve kullanılan müzikler harika.
Jenerik demişken artık ipimi kopardım ya True Blood diye bir dizinin de ilk sezonunu izledim.
Onu da kısaca anlatırım pek yakında :)