29 Mayıs 2009 Cuma

happy friday :)

0 yorum
yehowwww :)
yaşasın cuma günü geldi
neşe doldum hemen
havalarda güzel artık
geç saate kadar açık havada oturmak pek keyifli oluyor canım
piknik insanıyım ben
hep açık yerlerde olucam
böyle yayıla yayıla

cuma ne kadar güzelse
pazar günleri de o kadar sıkıntılı
tabi ki pazar dışarda edilen kahvaltı dışında
hobilerim arasına güzel kahvaltı etmek ilk sıralarda :)
gerçi genelde hakkını veremediğim söyleniyor ama
geç gidiyoruz çünkü (sinirlendim gerçekten düşününce)
açık büfe bizden hemen sonra toplanmış oluyor
ben az alıp sonra istediğimde ilave yapan bir insan olduğum için kalakalıyorum
halbuki erken gitsek otururken iyice acıkacağım :)
ama mimi kim erken kalkmak kim
normalde alarm duymayan ben kurulmuş saat gibi kalkar
2 dk içinde asker gb hazır olurum kapıda pazar günleri hemde nemrut olmadan
ama o uyur
hatta kalkıyorum der ben içeri giderim tekrar yatar
ayak sesimi duyunca tekrar kalkar :)
bu hiç değişmeyecek eminim

eskiden pazarın tek kurtarıcısı olarak gördüğüm sihirli müziği ile parliament sineması vardı
gerçi genelde jeneriğe bakıp sonra doğru yatmaya gidiyordum ya neyse
jenerikteki şarkıyı sözlerini bilmeden atarak söylemeye çalışırdım :)
bu güzel cuma gününde seven herkese armağan olsun o şarkı :)







28 Mayıs 2009 Perşembe

tırsaklığım asaletimdendir

6 yorum
bazen okuduğum bir kitap garip şekilde beni çok etkiliyor
aslında çok alakasız konular ama bana öyle geliyor herhalde.
belki de ben isteyerek benzetiyorum olayları ve paralellikler buluyorum belki kendi kafamda.
hep içinden ya da kendinden birşeyler bulma çabası.
serikatil, polisiye, cinayet hatta vampir konulu kitaplar en favorilerim, demirbaşlarım.
başka türleri de severek okusam da bunlar vazgeçilmezler benim için.
ama yapı itibariyle kendimi herkesten ve herşeyden daha çok korkutabilen biri olduğum göz önüne alınınca evde yalnız kalmak benim için tam kabus olabiliyor.
hayalgücümün böyle durumlarda sınırı olmuyor
kafamda binlerce olasılıkla harika senaryolar yaratabiliyorum.
ama aslında hafiften bir zevkte alıyorum korkmaktan.
kendim söyleyip kendim oynuyorum :)
ve bir yerden sonra o kadar gerçek geliyor ki ayırım ortadan kalkıyor.

kaç yaşına geldim hala evde yalnız kalamıyorum
toplasan hayatımda 2 kere kaldım o da gece yarısı 3'ten sonra
onda da evdeki ışıklar ve televizyon açık yanımda kendimce silah saydığım aslında bir halta yaramayacak şeylerin verdiği kandırıkçı güven duygusuyla ancak hava aydınlanınca uyuyabildim.

ama ne demişler korku insanı hayata tutan en büyük reflekstir.
ve biliyorum ki tırsaklığım asaletimdendir :)







27 Mayıs 2009 Çarşamba

2 yorum
yaw neden bana yeni birşeylere başlamak bu kadar zor geliyor
bir türlü başlayamıyor
hep erteliyorum
hani başlasam arkası gelecek ama
içimde doluluk hep bir coşku ama bir türlü taşacak yol bulamıyor :)
sonra da yakınıp duruyorum kendi kendime
geçen zamana kızıyorum
bahanelere yer yok artık
o gün bugündür
devrim ilan ediyorum içimde
yaşasın hareket :)